Panik atak aniden ortaya çıkan, fiziksel veya duygusal belirtilerle gelen ve vücudun stresin sonucunda ortaya sunduğu mekanizmadır. Bu tür bir atak sırasında, kişi genellikle korku dolu ve endişeli hisseder.
Panik atağın sıklıkla görüldüğü ülkeler arasında Türkiye de bulunmaktadır. Ülkemizde ne kadar yüksek olduğu konusunda tam bir istatistik bulmak zor olabilir, ancak bazı araştırmalar şunları göstermektedir:
- Türkiye’de panik atak sıklığı yüzde 3 ile yüzde 8 arasında değişmektedir.
Bu oran yalnızca genel bir trendi yansıtmaktadır ve bireyler arasında önemli farklılıklar olabilir. Ayrıca, panik atak sıklığının yalnızca bir bireyin yaşı, cinsiyeti veya ikamet ettiği ülke ile ilgili olmayabileceği de unutulmamalıdır.
Bu yazımızda panik atak hakkında bilgiler elde edeceğiz.
Panik Atak Belirtileri Nelerdir?
Bu sürede vücudumuzda daha sonra detaylıca inceleyeceğimiz fiziksel belirtiler çıkar ve bu belirtilerden bazıları şöyledir:
- Kalp hızında artış (çarpıntı)
- Nefes darlığı hissi
- Baş dönmesi
- Mide bulantısı, karın ağrısı
- Yutkunmada zorluk, boğazda yumru hissi
- Soğuk terleme, sıcak basması
- Titreme, üşüme, ürperme
- Vücudun bazı bölgelerinde karıncalanma, uyuşma
- Sık tuvalete çıkma ihtiyacı
Her ne kadar keskin bir ayrım çizgisi olmasa da fiziksel belirtilerle beraber bazı endişe bozukluğu ile de ortak olan psikolojik ve duygusal belirtiler de yaşarız. Genel olarak bu belirtiler aşağıdaki gibidir:
- Ölecekmiş hissi, korkusu
- Kendine – çevreye yabancılaşma (depersonalizasyon – derealizasyon )
- Obsesif kötü düşünce
- Kontrolü kaybetme korkusu
- Bayılma korkusu
- Delirecekmiş hissi, korkusu
Panik Atağın Sebepleri Nelerdir?
Panik atakların nedeni genellikle stres, öfke, endişe veya depresyon gibi duygusal durumların tetikleyicisi olarak görülmektedir. Bu tür ataklar ayrıca, kişinin geçmişte yaşadığı travmalar veya çocukluk döneminde yaşadığı olumsuz deneyimler ile de ilişkili olabilir. Bunun yanında kayıp ve çaresizlik duygusu yaşatacak bir olayın ardından da yine panik atak kişinin hayatına girebilir.
Kişilik ve karakter yapısı, davranışlar da yine panik atak ve endişe bozukluğu olmamızda etkendir.
Panik Atak Tedavi Yöntemleri Nelerdir?
Panik atakların tedavisinde uygulanan yöntemler arasında bireysel terapiler bulunur. Bu terapiler, kişinin panik ataklarının nedenlerini keşfetmeye yardımcı olur ve bu nedenleri çözmeyi hedefler. Bu tür bir terapinin yanı sıra, kişinin stres yönetimi becerilerini geliştirmesi için de yardımcı olunabilir. Bireysel terapilerin öncesinde farkındalık eğitim terapileri gerekebilir. Kişiyi panik atağın ve yaşananların ortaya çıkardığı belirsizlik duygusundan çıkarmak ve ileriye yönelik adım attırmak için bu eğitim ve farkındalık terapileri önemlidir.
İlaç tedavisinin amacı ise, panik atakların belirtilerini azaltmaktır. Bu tür ilaçlar genellikle anksiyolitikler ve anti-depresanlar olarak adlandırılır ve kişinin, endişesini ve korkusunu azaltmayı ve genel olarak daha rahat bir hale getirmeyi amaçlar. Ancak, ilaç tedavisinin yan etkileri olabilir ve bu nedenler dikkate alınmalıdır. İlaçlar doktor gözetimi olmadan kişinin kafasına göre başlayıp bırakabileceği bir şey değildir. Bu yüzden her zaman doktorunuza başvurmanız gerekir. İlaç tedavisinin kararı genellikle kişinin sağlık durumu, belirtilerin şiddeti ve geçmişteki ilaç deneyimleri gibi faktörler dikkate alınarak verilir.
Yaygın endişe bozukluğu ile panik atağın arasında bağ ve benzerlikler vardır, ancak bu başka bir yazının konusu olduğu için burada anlatılmayacak. Buraya basarak anksiyete hakkındaki yazımı okuyabilirsiniz. Yaygın anksiyete bozukluğu ve panik atakların hayatımızda genel olarak önlenmesindeyse, stres yönetimi teknikleri ve sağlıklı bir yaşam tarzı önemlidir. Örneğin, düzenli egzersiz, sağlıklı bir diyet, yeterli uyku ve düzenli günlük rutinler endişe seviyemizin düşmesine, dolayısıyla da panik atakların ortaya çıkma riskini azalmasına yardımcı olur. Ayrıca, zaman zaman zorlayıcı olabilecek durumlarla baş etme becerilerini geliştirmeye yönelik bireysel terapiler de yararlı olabilir. Bu sayede kişi hayatında yapamadığı adımları yapmaya başlar ve kendisine güveni artar. Farkındalık eğitim terapisi yine bu adımları yapmasında kişiye program dahilinde, düzenli bir şekilde yardım sunar.
Adrenalin hormonu, vücut tarafından stres ve heyecan durumlarında salgılanan bir hormondur. Adrenalin, vücutta kalp atış hızını artırır, kan basıncını yükseltir ve vücuttaki depolanmış glikojenlerin glikoz olarak parçalanmasını sağlar. Bu sayede vücut daha fazla enerjiye sahip olur ve daha iyi bir performans gösterebilir. Zaten panik atak vücudun bir savunma mekanizmasıdır ve bu esnada adrenalin hormonu vücudu tehlike altından kurtarmak ve performansını artırmak için gereken tepkileri ortaya çıkarır.
Vücutta adrenalin salınımının artması panik atak sırasında yaşadığımız fiziksel belirtilerin temel sebebidir diyebiliriz. Yazımızın en başında listelediğimiz fiziksel belirtiler aslında temel olarak adrenalin hormonunun vücudumuzdaki etkileridir.
Adrenalin salınımının panik atak sırasında artması fiziksel belirtilerin sebebi diyebilsek de temelde bu hormonun vücudumuzda artması sadece bir sonuçtur, yani aslında bizim panik atak olmamızın temel sebebi bu hormon değildir. Temel sebep yazımızın en başında görüleceği gibi genelde kayıp ya da çaresizlik gibi olaylar, çocukluk travmaları vb. durumlardır. Bunun dışında genel yaşadığımız stres, kaygı veya depresyon gibi psikolojik durumlar panik atakların nedeni olabilir, çünkü bu durumlarda da adrenalin salınımı artar ve kişinin panik atak yaşama eğilimini artırır.
Sonuç olarak, panik ataklar güçlü bir stres tepkisidir ve kişinin duygusal durumunu ciddi anlamda etkiler. Bu nedenle, panik atak geçirdiğini düşünen kişilerin sağlık profesyoneline başvurmaları önerilir. Tedavi seçeneklerinin neler olduğunu yazımızın içinde anlattık ve bu seçeneklerin hangisi kullanılacağı, kişinin durumuna ve belirtilerine göre değişebilir. Önemli olan ve aklımızda tutmamız gereken püf nokta, panik atakların sağlığımıza fiziksel anlamda bir zarar vermeyeceğini öğrenmek ve bilmekten geçer. Bunun üzerine yapılacak bireysel terapilerle de diğer yaşadığımız etkiler temizlenirse, hayat ile baş edebilme yetimiz daha da artar.